HABER MERKEZİ- Ali Kurtalan’ın kaleminden:
“GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜ VE DEVRİMİN KILICI; AGİT ARKADAŞ- I
Başarılı olmak, netleşmiş berrak bir kişiliğin eseridir. Elbette yetişme tarzı, genetik bazı özellikler de etkili olabilir. Biraz tanıdığın bir yol gibidir. Tanıdığın yolda yürümek kafa karışıklığı yaratmaz. Tanımadığın yolda yürümek ise soru işaretleri ile doludur. Bu nedenle hakikatin yolunu bulan kişiler doğrudan yolda kayıtsız bir biçimde yürürler. Toplumsal mücadelelerde her zaman birileri aydınlığın temsili ve öncüsü olur. Bu kişiler sadece yaşamlarını aydınlık bir biçimde yaşamazlar aynı zamanda etrafındaki insanları da kendine çekerler. Girdikleri ortamda öncü oldukları herkes tarafından kolaylıkla fark edilir. Halkımızın özgürlük savaşının kahramanı Agit arkadaş işte böyle bir insandır. Bu yazıda bizde onu tanıma onunla ilk gençlik dönemlerinde beraber bulunma, beraber yaşama beraber savaşma şansına sahip olduğumuz Agit yoldaşı dair dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık.
Ulus devletler kendilerini oluştururken kapitalist sistemin siyasal organı olarak her zaman kırsal alanda bir çözülmeye yol açar ve tarımsal faaliyete darbe vurur. Bu nedenle de köy toplumsallığının doğal olan bazı nitelikleri bu süreçle birlikte çözülürler.
1950’den sonra petrolün bulunmasıyla daha önce küçük bir köy olan Êlih binlerce çalışan-emekçi-işçisiyle kente dönüşmüş ve yeni gelişmelerle tanışmıştır. Yeni adı Batman olan şehirde çok kısa sürede okullar da açılmaya başlamıştır.
Gençler kısa sürede toparlanmış uzun bir tartışmadan sonra liseler derneği kurulmuştur
Çevre köy ve şehirlerden binlerce insan kapitalist modernitenin etki ve yarattığı özentilerle kentte bir araya gelmiştir. Bu nedenle çelişkiler ve farklılıklar açıklıkla ortaya çıkmıştır. Gelen giden stajyer üniversite öğrencilerin de etkisiyle siyaset de hareketlenmeye başlamıştır. Bununla birlikte siyasette örgütlenme arayışları ve modelleri temel ve en acil gündem olmuştur. Artık dışardan gelen gidenlerin etkisiyle örgütlenme bilinci de gelişmiştir. Batman’da gençler de bir arayış içine girmiştir. Gençler kısa sürede toparlanmış uzun bir tartışmadan sonra liseler derneği kurulmuştur. Bu gelişme tüm gençlerin ilgisini çekmiştir.
Liseler derneği kısa bir sonra yaklaşık 500 üyesiyle her alanda etkili olmuştur. Bütün gençlik birlikte beraber hareket etmeye başlamıştır. Kısa bir süre içinde KAWA, DDKD, Özgürlük Yolu, Halkın Yolu gibi benzer bir çok hareket gelişmiştir. Bunların arasındaki tartışmalarda kitlede parçalanmaları getirmiştir. Tam da bu dönemde hareketimizin tarihinde çok önemli yere sahip olan Haki arkadaş Batman’a gelmiştir. Haki arkadaşın gelmesi ve siyasal faaliyeti yoğunlaştırmasına bazı gerici, yobaz KDP’liler ‘Kürtçe bilmiyor’ temelinde tepkiler göstermiştir. ‘Türk Kürdü örgütleyemez’ söylemleri tartışmaları derinleştirmiştir.
Agit arkadaşın gençlik içerisindeki duruşu çok önemli bir dinamik oluşturmuştur
1976 yılının sonlarında Mazlum arkadaş Batman’a gelmiş ve bu da tartışmaların kapsamının daha da derinleşmesine neden olmuştur. Burada Agit arkadaşın gençlik içerisindeki duruşu çok önemli bir dinamik oluşturmuştur. 1976 yılında okullarda ve kahvelerde yapılan tartışmalar, ayrılıklar ve farklı parçalanmalara farklı fraksiyonların oluşmasına yol açmıştır. Liseliler derneğimizde birkaç parçaya bölünmüştü. Kürdistan Devrimcileri, DDKD, KAWA, Özgürlük Yolu, Rizgari, KUK gibi oluşumların yanında Türk Solu çerçevesindeki İGD, Halkın Yolu, Kurtuluş, TİKKO, Acilciler, TİKP gibi birçok örgüt oluştu. Herkes kendine farklı dernekler açtı. Ayrılıklar çatışmalara ve güç oluşturma arayışlarına dönüştü.
Bu dönem yapılan tartışmaların büyük bölümü ‘Rusya sosyal emperyalisttir, yok revizyonisttir’ ‘Üç Dünya Teorisi’ ‘Arnavutluk, Çin, Mao, Lenin, Stalin’in düşüncüleri’ gibi kavram ve teoriler üzerinden gelişiyordu. Kavgaların çıkış nedeni de bu tartışmalar da alınan pozisyonlardı. Farklı konuşan tek grup ise Kürdistan Devrimcileri yani APOCULARDI. APOCULAR Rusya’ya revizyonist dese de bu hareketin temel gündemi Kürdistan’ın bağımsızlığı ve özgürlüğüydü. Bu nedenle derneğimizin çoğunluğu APOCULARDAN yana olmuş ve Liseliler Derneği de bu grubun denetimimize girmişti. Artık APOCULARIN bir derneği olarak işlev görüyordu.
Agit bu dönem tartışmaları ve eylemleri ile tüm dikkatleri üzerine çekmişti
Ayrılıklardan sonra Liseliler Derneğinde seçim yapıldı. Yeni yönetime Mahsum Korkmaz (Agit) arkadaş getirilmişti. Agit bu dönem tartışmaları ve eylemleri ile tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Mazlum arkadaşın perspektifleriyle gençlik çalışmaları dernekten dışarıya taşırılmıştı. Çalışmalar artık toplumsal zeminde yürütülüyordu. Dönemin gençliği (1976-77-78) sanki içinde biriktirdiği öfkeyi kanalize edeceği yeni mecralar arıyor ve bu şekilde bir açılım yapmak istiyordu. Herkes oldukça toy ve acemiydi. Fakat dürüstlük ve sadelik ön plandaydı. Başta kurnazlık olmak üzere kapitalist modernitenin olumsuz insanı özünden koparan etkileri zayıftı. Dönemin gençliğinin hareketlerinde belli bir özenti de fark ediliyordu fakat değişime açıklık da barizdi.
Batman gençliğinin ortamı sıcak bir atmosfere dönüşmüştü. Agit arkadaşın sorumluluğu da artmıştı. Bu aynı zamanda düşmanın da dikkatini çekmişti. Tartışma ve çatışmaların ardından tutuklamalarda olmuştu. Hemen hemen her akşam MTTB ve İGD’lilerle kavgalar yaşanıyordu. MTTB faşist Erdoğan’ın yetiştiği ocaktı. İGD ise TKP’nin gençlik kollarıydı. Bu oluşumlar Kürt halkı içerisinde kafa karışıklığı ve bulanıklık yaratan Truva atlarıydı.
Bu dönemde bir gün Agit ve Mahmut Tanrıkulu arkadaşla birlikte Farqin’e (Silvan) bildiri dağıtmaya gittik. Karşımıza devlet değil, DDKD çıkmıştı. Bize bildiri dağıtamayacağımızı söylüyorlardı ve etrafımızı da sarmışlardı. Küçük grubumuzu savunmakta Agit arkadaşa düşüyordu. DDKD’liler ısrarla burayı terk edeceksiniz diyorlardı. Mahsum Korkmaz (Agit) arkadaşın tavrı netti. ‘Burası Kürdistan, herkes kendini anlatır’ şeklinde kendini iradeli ve kararlı bir şekilde ifade ediyordu. Artık çatışma çıkma evresine gelmişti ki DDKD’liler yumuşamaya başladı. Bildirilerimizi dağıttıktan sonra Batman’a döndük. Kararlı duruş kendisiyle başarıyı getirmişti.
Silahımızı alıp dönerken ben Agit arkadaşa silaha bir isim vermemizin iyi olacağını söyledim. O da bu silahın adı ‘Mitripin’ olsun dedi
Süreç her geçen gün ağırlaşıyor ve birçok cepheden bize yönelen saldırılar artıyordu. Devletin saldırıları bir yana yürütülmesi gereken çalışmaların güvenliği için bize silah lazımdı. MTTB ve İGD gibi karşı devrimci gruplar zorlayıcı oluyordu. MTTB zaten devletin finanse ettiği faşist dinci bir yapılanmaydı. Bizde oturup bu sorunu çözmek için tartışmalar yürüttük, işin muhasebesini yaptık. Bir iki küçük silahımız vardı ama yetmiyordu. Bizde arkadaşlar olarak kendi aramızda para toplayıp silah alalım şeklinde bir karara vardık. Bu konuda Agit arkadaş ve ben görev aldık. Görevi yerine getirmek için arayışlara başladık. Agit arkadaşın babasının SIG marka bir arabası vardı. O araba ile Batman dışında çadırlarıyla konaklamış çingenelerin yanına gittik. Öne kendimizi tanıttık, bir süre onlara güven verdik. Bir saat konuştuktan sonra bize biraz paslanmış otomatik bir silah getirdiler. Silahı denedik, çalışıyordu. Silahın adını sorduk fakat bilmediklerini söylediler. Silahımızı alıp dönerken ben Agit arkadaşa silaha bir isim vermemizin iyi olacağını söyledim. O da bu silahın adı ‘Mitripin’ olsun dedi. Bu silah uzun süre işimize yaradı.
Agit arkadaşın ailesinin maddi durumu iyiydi. Batman merkezde küçük bir otel işletiyorlardı. Ayrıca pulluk gibi tarımsal malzemeler satan bir dükkanları vardı. Bizim eve komşu oldukları için özellikle devrimcilik, dernek döneminde sık sık onların evine giderdim. O da bizim eve gelirdi. Bu şekilde onu ilk dönemlerde yakından tanıma şansına kavuştum. Agit arkadaş ailesinin tüm maddi olanaklarını devrim için kullanırdı.
Halk da artık tüm toplumsal sorunların çözümünü APOCULAR’da görüyordu
Agit öngörülü, ideolojide derinleşmiş cesur bir arkadaştı. Tehlikenin üzerine yürüyen gözü pekliği çok barizdi. Örgütsel çalışmalarımızın ilerleyip gelişmesinde çok önemli bir etkisi oldu. Bu çalışmaların hızla kapsamının genişlemesine yol açtı. Halk da artık tüm toplumsal sorunların çözümünü APOCULAR’da görüyordu. Bismil köylüleri bile sorunlarını çözmemiz için bize geliyorlardı. Ağaların dayatmalarından şikayetçi oluyorlardı. Bir keresinde bir aile geldi. Ağanın yaptığı olumsuz uygulamaları anlattı. Agit ve dört arkadaşla birlikte bahsedilen köye gittik. Bahsedilen köy sahibini vurmaya karar vermiştik. Şikâyeti bize ileten ailenin evinde oturduk. Fakat Agit arkadaşla hal ve hareketlerinden şüphelendi. Bu nedenle evin dışına dolaşmaya çıktı. Köyün etrafında köyün çobanıyla karşılaşıyor ve durumu çobanla paylaşıyor. Çoban ise köy sahibini iyi bir insan olduğunu aksine bize şikâyet eden kişinin köydeki tüm olumsuz durumların kaynağı olduğunu ifade ediyor. Bu köyden geri çekildiğimizde kendimizi zor kurtardık.
Bir dönem TPAO işçi alınacağını duyurdu. Devlet kendi adamlarını yerleştirmek istiyordu. APOCU hareket kitlesel bir karşı kayış örgütledi ve bu sayede işçilerin kura ile işe alınmasını kabul ettirdi. O günden bu yana burada örgütlü olan sendika yurtsever arkadaşların yönetimindedir. Genelde APOCULAR özelde Agit arkadaşın öncülüğü vicdan ve adalet duygularını pratikleştirdiği için halka büyük bir güven vermişti.”
devam edecek…