HABER MERKEZİ- Komalên Ciwan Kordinasyonu üyesi Ferzende İsyan’ın Yurtsever Gençlik Dergisine öğrenci gençlik üzerine yazdığı yazıdır.
“Tarihsel bilince sahip olmak, mücadele yolunun aydınlatılması için en önemli özelliklerden biri olmaktadır. Önünü görmek, sağlam adımlar atmak isteyen her kişi
geçmişini sorgulamak, çözümlemek, bilmek zorundadır. Bu durum kişiler için bu düzeyde önemli olurken, bizim gibi varlık ve özgürlük mücadelesi yürüten güçler için ise her açıdan daha fazla yakıcı olmakta, ekmek ve sudan bile daha fazla gerekli olmaktadır.
Öğrenci gençliği her açıdan YCK direniş mirasını hem zihnine hem de bilincine nakış gibi işleyerek gerekli sonuçları çıkarmalı, günümüz mücadelesinin temel köşe taşı yapmalıdır.
Hafızasızlaştırma, halkımıza ve insanlarımıza dayatılan sömürgeciliğin bir başka adı olmaktadır. Yaşadıklarını, acılarını, düşmanını, dostunu, umutlarını ve hayallerini unutturmak, kapitalist modernitenin başlıca saldırılarından biridir. Söz konusu gençlik ve gençlik mücadelesi olunca bu saldırılar daha fazla derinleştirilmekte ve yoğunlaştırılmaktadır. Olayları, yaşanılanları, tecrübeleri sürekli unutan, her şeyi kendisi ile, var olan an ile sınırlandırmaya ve ele almaya çalışan bir gerçeklik açığa çıkmaktadır. Bundan kaynaklı doğru ve yetkin bir tarzda mücadele yürütülememekte, sürekli kendini tekrarlayan, yaptığı hata ve eksikliklerden ders çıkarmayan, geçmişin yaratıcı yol ve yöntemlerini bugüne uyarlayamayan bir duruma neden olmaktadır. Bu da sömürgeciliği ömrünü uzatmakta, özgürlük mücadelemizi düşmana bitirici darbeleri vurmasının önünü almaktadır. Bu anlamda Gençlik hareketi olarak ve özellikle öğrenci gençlik mücadelesi açısından çok büyük ve değerli bir mücadele ve direniş mirasına sahip olduğumuz bir gerçekliktir. Bu gerçekliği bilmek, bilinç düzeyine çıkarmak, gerekli tecrübele ile kendini donatmak her açıdan önemli ve zaruridir. Günümüz mücadelesi de göz önünde bulundurularak, yine yaşanılan sorunlar ve eksikliklerde dikkate alındığında öğrenci gençlik mücadelesi açısından YCK mücadele mirasını bilmek, tanımak olamazsa olmazların başında gelmektedir. Bundan kaynaklı devrimci öğrenci gençliği daha etkili ve sonuç alıcı bir mücadele yürütmek istiyorsa hem genel anlamda var olan direniş mirasından faydalanmalı, özellikle de öğrenci gençliği her açıdan YCK direniş mirasını hem zihnine hem de bilincine nakış gibi işleyerek gerekli sonuçları çıkarmalı, günümüz mücadelesinin temel köşe taşı yapmalıdır.
Avrupa alanında YCK’nin ilk örgütleyicileri arasında Şehit Kasım Engin , Şehit Engin Sincar arkadaşlar ile Şehit Hüseyin Çelebi arkadaş gelmektedir.
Önderlik gerçekliğimiz ve parti mücadelemiz bir öğrenci gençlik mücadelesi olarak doğmuş ve bu şekilde kimlik kazanarak yayılmıştır. Günümüze kadar da bu durum kendi varlığını sürdürmektedir. Bugün bile Kürdistan’ın birçok köyünde özgürlük gerillalarına ‘talebeler ‘denilmesi bu durumun en açık ispatı olmaktadır. Bu anlamda her zaman öğrenci gençliğin mücadele içerisinde öneml bir konumu ve yeri olmuştur. Önderliğimi bu hususa özellikle önem vererek sürekli bir biçimde ilgilenmeye çalışmıştır. Partimizin 3. Kongresinden sonra her toplumsal kesimin ERNK çatısı altında kendisini örgütleme karar alınmıştır. Bu temelde Kürdistan Gençliği de YXK (Yekitiya Xwendekarên Kurdistan) adı altında kendini örgütlemeye çalışmıştır. Bakure Kurdîstan’ın var olan koşullarından kaynaklı ağırlıklı örgütleme merkezi Avrupa olmuştur. 90’ların başında YXK ismi değiştirilerek YCK (Yekitiya Ciwanên Kurdistan) olmuştur. Avrupa’da ağırlıklı kültürel ve spor faaliyetleri ile geniş bir örgütlülüğe ulaşarak Kürdistan gençliğinin kapitalist modernite koşullarında kendi kültürel varlığını korumasın sağlamış ve birçok gencin mücadele ile buluşmasına zemin olmuştur.
YCK’nin asıl bir kimlik olarak şekillenmesi Bakurê Kurdistan’da ve 90’ların başından başlayıp komplo sonrasına kadar olan süreyi kapsamaktadır. Bu temelde YCK örgütlülüğünü açmak ve nasıl bir kimlik olduğunun farkındalığında olmak önemli olmaktadır. YCK, üniversite gençliği zemininde kendisini örgütlemiş ve kısa bir sürede üniversite gençliğinde büyük bir etki bırakarak düşman karşısında öncü mücadele örgütü olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa alanında YCK’nin ilk örgütleyicileri arasında Şehit Kasım Engin , Şehit Engin Sincar arkadaşlar ile Şehit Hüseyin Çelebi arkadaş gelmektedir. Bakur Kurdistan’da ise Şehit Cafer Demirel arkadaş öncülüğünde bu çalışma kendi temellerini atmıştır.
Şehit Kasım Engin Şehit Engin Sincar
Şehit Huseyin Çelebi
Şehit Cafer Demirel
YCK kendi duruşu ve yaklaşımı ile kendini mücadele tarihimiz içerisinde ispatlamış ve yerini almıştır.
Mücadeleleriyle bu arkadaşların her biri bir devrim manifestosu olmuşlardır. Yaşamları, örgütsel anlamdaki duruşları, çalışma tarzları, düşmana karşı öfkeleri ve savaşçılıkları ile bunu her an ispatlamışlardır. Kürdistan gençliğinin kendine her daim örnek alacakları direniş abideleri olmuşlardır. YCK’nin mayası bu arkadaşlar tarafından atılmıştır, bu kadar sağlam ve öncü düzeyde rolünü oynaması da buradan gelmektedir. Bu yoldaşlarımızın yaşam ve mücadele gerçeklikleri YCK’nin esas tarzı olmuştur. Bu anlamda YCK’yi tanımak ve anlamak bu arkadaşları tanıyıp, anlamak ve kendi kişiliğinde yaşamsallaştırmak ile ancak mümkü olacaktır. YCK’nin en önemli özelliklerini başında şu husus gelmektedir. Bakur’da herhangi bir kongre veya konferans gibi bir çalışması veya örgütlenmesi olmamıştır. Buna rağmen çok kısa bir süre içerisinde kendini bir kimlik olarak örgütlemiş ve etkisini göstermiştir. Dikkat edilirse YCK kendi kimliğini kendisi oluşturmuştur. Yani pratiğiyle, eylem, örgütlenme, eğitim tarzı ile bunu yaratabilmeyi başarmıştır. Dışarıdan kendine bir ad takıp da ona göre hareket etmemiştir. Devrimci ve radikal duruşu ile tarih ona bu adı layık görmüştür. Birçok defa Gençlik Hareketi olarak ve genel olarak bazı çalışmalarımıza, bazı örgütlenmelerimize çok büyük adlar vererek ortada bırakıyoruz o verilen adın ve misyonun içeriğini doldurmaya dönük bir çaba ve duruş gelişmiyor. Adeta oluruna bırakma durumları gelişmektedir. O yüzden ne istenilen etki ne de beklenilen sonuç açığa çıkmaktadır. Fakat YCK gerçekliğinde bu durum tam tersi olmaktadır. YCK kendi duruşu ve yaklaşımı ile kendini mücadele tarihimiz içerisinde ispatlamış ve yerini almıştır.
90’lı yıllarda Kürdistan’da serhıldanlar süreci gelişmektedir. Yaşanan gerilla şahadetlerine Kürdistan halkının büyük bir sahipleniş durumu gelişmiş ve bu serhıldanlar karşısında faşist ve sömürgeci rejim adeta çaresiz kalmıştır. Nusaybin, Cizre, Lice, Digor başta olmak üzere Kürdistan’ın birçok yerinde bu yaşanmıştır. Böylesi bir mücadel ortamında özellik ile metropollerde ve şehirlerde üniversite okuyan Kürt gençlerinin içinde YCK kendisini örgütlemiştir. Kürdista özgürlük gerillasının ve Kürt halkının soykırımcı işgalciliğe karşı yeryüzünü dar ettiği bir atmosferde yine bu direniş karşısında çaresiz kalan düşmanın her türlü katliamı
ve özel savaşı uyguladığı bir dönemde YCK, düşmanın korkulu rüyası ve Kürdistan gençliğinin de mücadele umudu olmuştur.
devam edecek…